YouTube, Facebook, Instagram… Hangi platform şöhretlere daha çok kazandırıyor?

facebook-youtube-facetubeYouTube’un en çok tanınan şöhretlerininyıllık gelirleri milyon dolarları buluyor ancak YouTube, şöhretler için tek adres değil. Başta videolardaki iddiasını her geçen gün güçlendiren Facebook olmak üzere, Instagram ve Snapchat şöhretler ve haliyle markalar için iyi alternatifler haline geliyor. Örneğin, geçtiğimiz yıldan itibaren platformuna reklam almaya başlayan Instragram’da yapılan sponsorlu paylaşımların sayısı son bir yılda aylık 200 bin paylaşımdan 400 bine çıktı.

The Economist’in Captiv8’ten derlediği veriler, YouTube’dan Snapchat’e Facebook’tan Twitter’a popüler sosyal ağların şöhretlere kazandırma potansiyellerini gösteriyor. Buna göre, YouTube diğer sosyal ağlara göre en çok kazandıran platform olarak hala lider; Snapchat ise Instagram’ı yakalamış durumda.

celebrity-social-media

Takipçi sayısı aralığına göre platformların reklam gelirlerini kıyaslayan araştırmaya göre, YouTube’da 7 milyondan fazla takipçiye sahip bir şöhretin ortalama kazancı 300 bin dolar. Aynı takipçi sayısına sahip şöhretler Facebook’ta ortalama 187 bin 500 dolar kazanırken, Instagram ve Snapchat’te 150 bin dolar; Vine’da 112 bin 500 dolar; Twitter’da ise 60 bin dolar kazanıyor. Şöhret olmanın “minimum eşiği” 100 bin ila 500 bin takipçi içinse YouTube 12 bin 500 dolar; Facebook 6 bin 250; Instagram ve Snapchat 5 bin dolar kazandırıyor.

YouTube her ne kadar en fazla kazandıran platform olsa da şöhretler için geri dönüşü en uzun sürede sağlayan platform. Markalar açısındanda her bir platformun etkisinin birbirinden farklı olduğunun ayırdına varmak kritik. Örneğin, Oglivy’ın Tubular ile birlikte hazırladığı The Rise of Multi Platform Video raporuna göre, Facebook’taki videoların toplam görüntülenmelerinin yüzde 50’si ilk günde gelirken, YouTube için bu sayı yüzde 20. Yani Facebook’ta videoların kısa süreli etkisine karşın, Youtube sürekli izlenme ve uzun ömürlülükle öne çıkıyor.

webrazzi

Ankara Patlaması ve Facebook Güvenlik Durumu Kontrolü

Ankara Patlaması ve Facebook Güvenlik Durumu Kontrolü

17 şubatgüvenlik 2016 tarihinde Ankara’da meydana gelen hain terör saldırısında hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin diyorum yararlılara da acil şifalar diliyorum. Terörü ve teröre destek olan herkesi lanetliyorum kınıyorum. Umarım tekrarı yaşanmaz.

Maalesef hayat devam ediyor…

Dün akşam meydana gelen elim patlamadan sonra facebook güvenlik durumu kontrolü uygulamasını devreye soktu.  İlk olarak Kasım 2015 de meydana gelen Paris saldırısının ardından uygulamaya giren Facebook Güvenlik Durumu Kontrolü 4.1 milyon kişi tarafından kullanıldı. Bu uygulama ile yaşadığı şehir bilgisinde Ankara olan tüm kullanıcılarına uygulama kullanıma sunuldu.

güvenlik2

Dün akşam yaşanan patlama ile ilgili facebook “Medya kaynakları Türkiye’nin başkenti Ankara’da bomba yüklü araçla askeri birliklere bir saldırı düzenlendiğini bildiriyor. Patama yerel saatle Çarşamba akşamı gerçekleşti”

Acil Durum Servisleri 112

şeklinde duyurmuştur.

Yaşadığı şehri Ankara olarak belirten kullanıcılara yönelik açılan “Güvendeyim” butonu ile Facebook’ta hesabı olan ve Ankara’da yaşayan arkadaşlarınızın son durumlarını paylaşmak  mümkün olabiliyor.

Facebook’un Ankara’daki bombalı saldırı sonrası sunduğu bu özellik ile arkadaş listenizdekilere “Bölgedekilerin Tümü”, “Güvende Olduğunu Bildirenler” ve “Bildirmeyenler” alt başlıklarından bakılabiliyor.

73ags_1455742723_229

Ancak Paris saldırısından bir gün önce Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta bir terör saldırısı gerçekleştirildi ve Facebook Güvenlik Kontrolü uygulamasını devreye sokmadı. Ayrıca, Kenya’da da bir terör saldırısı yaşandı ve yüzlerce insan hayatını kaybetti ve Facebook burada ’da güvenlik kontrolünü devreye sokmadı.

Bu duruma tepki gösteren kullanıcılar, Facebook’un bu tavrını eleştirdi. Gelen tepkiler üzerine Facebook’un kurucularından Mark Zuckerberg bir açıklama yaptı.

Zuckerberg Facebook üzerinden yaptığım açıklamasında, “Geçtiğimiz Cumartesi gününe kadar, Safety Check sadece doğal afetler için devreye sokuluyordu. Yeni bir güncelleme ile bunu değiştirdik ve bundan sonra Beyrut’ta bir terör saldırısı yaşandığı takdirde Güvenlik Kontrolü uygulaması devreye sokulacaktır. ”dedi.

Terörün son bulacağı günler dileklerimle…

2015 yılının en kötü Şifreleri belirlendi & Güvenli Şifre Oluşturma

73432fa0d88870d0c5843d9fa114f9dd_k

SplashData, 2015 yılının en kötü şifrelerini açıkladı. 2 milyon çalınan şifre arasında en çok kullanılan şifreler belirlendi.

ŞİFRE

GÜVENLİ ŞİFRE NASIL OLUŞTURULMALI

Telekomünikasyon sisteminin hayatımıza girmesi sebebiyle bilgisayar, tablet, akıllı telefonlar hayatımızın bir parçası haline geldi. Bu durum internet servis sağlayıcıların hizmet standartlarını ve hizmetlerini artırması da tetikledi. Artık Bankacılık hizmetlerinden tutunda sosyal medyaya varana kadar bir çok uygulama programı kullanıyoruz.

Her uygulamada ilk önce kayıt olmamız gerekiyor ve tabiki kullanıcı adı ve şifre belirlememiz beklenmektedir. Yetkisi olmayan kişilerin bizlerin kişisel hesaplarına ve bilgilerine erişim sağlayabilmesi belirlediğimiz şifreleri tahmin etmesinden geçmektedir.

Yukarıdaki görselde verildiği üzere kullanılan şifreler kolay tahmin edilebilen şifreler olduğu için bir çok kamu kurum ve kuruluşu ile kişisel hesaplar ele geçirilmektedir.

2012 Yılı Hack Olayları

hack

Görüldüğü gibi hacker (kötü niyetli kişi yada kişiler) pek de fazla uğraşmıyor. Çünkü şifreler çok basit oluşturuluyor.

NE YAPMAK LAZIM !!!

Elbette güvenli bir şifre oluşturmak lazım. Evet haklısınız bir sürü uygulama var ve bir sürü şifre oluşturuyoruz. Hem deniyor ki aman şifrenizi oluştururken küçük harf olsun yok 8 karakter olsun yok sayı olsun yok semboller olsun yok büyük harf olsun hemde bir yere not etmeyin kimseye de söylemeyin 🙂  Eeeee kim aklında tutacak bunları.  Bence de zor iş.

Güvenlik uzmanları yada geliştirilen sistem bize karmaşık şifre oluşturmamız gerektiğini söyler hep ama bunun mantıklı bir şekilde nasıl yöneteceğimizi kimse söylemez.

Buradaki sıkıntı şu, oluşturulan şifreleri belirli bir mantık sırasına göre oluşturursak hem kurallara uygun güçlü bir şifre oluşturmuş oluruz hem de birbirinden farklı şifrelerimiz olur ve hiç birini de unutmak zorunda kalmayız.

yontem

Görselde ifade edildiği gibi hepimiz bu web sitelerinden birini yada bir kaçını her gün mutlaka kullanıyoruz.

Yöntem şu;

Bizden istenen şifre algoritması nedir ? Harf, Sayı ve semboller

bir kelime belirliyoruz örnek “Elma” birde sayı grubu örnek “6273” şimdi birde sembol örnek “*” (yıldız) olsun.   Nedir Durum Elma6273*   9 karakterden oluşan BÜYÜK harf küçük harf rakamlar ve sembolden oluşan bir şifre oluşturduk. Şifre oluşturma kriterlerine gayet uygun gibi görünüyor.

yukarıdaki görselde sık kullandığımız uygulamaların baş harfleri verilmiştir. G (Gmail), F (Facebook), İ (İş Bankası) gibi.

Peki ne yapıyoruz ? 

Bu uygulamaların baş harflerini belirlemiş olduğumuz 9 karakterli şifremizin herhangi bir yerine ekliyoruz. İster en başına ister ortasına isterseniz sonuna bunun kararını siz vereceksiniz.

Gmail şifremiz => ElmaG6273*          İş Bankası Şifremiz =>Elma62İ73*

Facebook şifremiz=>FElma6273*      E-Devlet Şifremiz=> Elma6373*E

 

Gördüğünüz gibi değerli takipçiler, hem güçlü bir şifre oluşturduk hemde birbirinden bağımsız oldu.  Önemli olan mantıklı bir sistematik çerçevesinde oluşturmaktır.

Sizde kendinize göre metotlar geliştirebilirsiniz.

E daha ne olsun 🙂

 

 

Bilişimcilerden 2020 sonrası yaşam için 8 şok tahmin

Google’ın dahi çocuğu ve gelecek bilimcisi Ray Kurzweil, 2020’de nasıl bir teknoloji olacak sorusuna yanıt verdi. İcatlar okurken bile ürkütüyor…

Ray Kurzweil, en önde gelecekbilimcilerin başında geliyor. Bu alanda, “Spiritüel Makineler Çağı” ve “Zihninizi nasıl oluşturursunuz” adlı iki “en çok satan kitaplar listesinde” kitabı mevcut. Yaptığı tahminlerde “insansız araba” örneğinde olduğu gibi %86 haklı çıkan Kurzweil’in diğer bir ün kaynağı ise yapay zeka çalışmaları nedeniyle Google tarafından işe alınması.

İşte 2020′lerde ve ötesinde kimine göre korkunç, kimine göre ise umut verici 8 tahmin:

1. 2030′a kadar nanorobotlar beynimize takılabilecek!

Kurzweil, bu yılın başlarında verdiği seminerlerden birinde sinir sistemi içine yerleşecek nanobotlar sayesinde tam bir sanal gerçeklik yaşayacağımızı belirtiyor. Başka bir deyişle beynimiz bir “bulut” a bağlı olacak. Kurzweil nasıl kablosuz ağ ile internete bağlanıyorsak , bulut vasıtasıyla neokorteksimizi genişletmenin mümkün olacağını ve bu sayede temelde bir Matrix’te yaşayacağımızı belirtiyor.

2. Bu nanorobotlar sayesinde radikal yöntemlerle yaşam uzatmak mümkün olacak!

Kurzweil, nanotobotların insanın doğal bağışıklık sisteminde, hastalıklara karşı bağışıklık sistemine yardımcı olacağı, kanser gibi herhangi bir hastalığını yenmenin mümkün olacağını söylüyor ve bununla da kalmıyor, diğer gelecekbilimciler gibi ölümün de yenilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirtiyor. Ona göre nanorobotların ölümü yenmenin yollarından biri olacak

3. Nanobotlar bizi daha eğlenceli yapacak

Kurzweil’e göre cyborglaşmamız bizleri daha az insan yapacağı görüşünün aksine daha çok insan yapacağı görüşünde. Kurzweil, insanların mantık limitlerinin artmasının duygusal edinimlerimizi de artttıracağını düşünüyor.

4. Her şeyi ama her şeyi 3 boyutlu yazıcılarla yapabileceksiniz

Biyoteknolojide, şehir planmada, uzaydaki ve dünyadaki araçların tamirinde sıklıkla kullanılmaya başlayan 3 boyutlu yazıcıların büyüsü Kurzweil’in de ilgisi dahilinde ve 2020′e kadar daha iyi yaşamak ve ihtiyacınız olan her şeyi 3 boyutlu yazıcılardan elde edebileceğinizi düşünüyor.

5. Ölen insanların reerkarnesi yapay zeka ile mümkün olacak

Kurzweil, bir çok kez yapay zeka sayesinde babasını geri getireceğine inandığını ve 2030′a kadar sevdiklerinizin anıları insanların beyinlerine nanorobotlar ile göndermenin mümkün olacağını belirtiyor. Ölen yakınınızın bir DNA örneklemesi ile arttırılmış gerçeklik teknolojileri ve beyninizdeki varlığı ile sanal versiyonu oluşacak.

6. Tekilliğe kavuşacağız

Kurzweil için en önemli tarihlerden biri de 2045. Bu yıl gelecek bilimcilerin “tekillik” olarak adlandırdığı ve biyolojik büyüme evriminin yerine yapay zekanın ikame ettiği zaman olacak…

Kurzweil bu konuda şöyle söylüyor: ” Teknolojik değişim hızının çok hızlanacağı gelecek dönemde, etkileri de çok derin olacak. İnsan yaşamı geri dönülemez şekilde dönüşüm geçirecek. Hem ütopyacı hem de distopyacı düşünenlere rağmen, bu çağ, ölümü de içine alan insan yaşam döngüsünden iş modellerimize kadar her türlü temayı dönüştürecek.”

Kurzweil, 2045′te yapay zekaların işlemci gücünün insan zekasının 1 milyar katı olacağını ve insan türünün asla eskisi gibi olmayacağını söylüyor.

7. Tekillik sonrası bilgisayara aklımızı yüklemek mümkün olacak

Kurzweil ve diğer gelecekbilimciler tekilliğin en önemli sonucu olarak bilgisayarla akıl yüklemenin mümkün olacağını düşünüyorlar. Bu transfer sayesinde beyin tabanlı bilişten bilgisayar tabanlı bilişe geçiş mümkün olacak.

Bu görüşe Stephen Hawking’in de katıldığını ama 2045′in bunun için erken bir tarih olacağını belirtmemizde fayda var.

8. Fiziksel bedenimizin yetkinliklerini arttırmak için sanal bedenler satın alacağız

Eğer bilgisayarla aklımızı yüklemek mümkünse, ona fiziksel bedenimizde zayıf gözüken organlarımızı daha iyi bir sanal bedenle ikame etmek de mümkün olacak. Kurzweil, sanal bedenlerin de gerçek bedenler gibi detaylı ve inandırıcı olacağı görüşünde. ” Zihnimizi yerleştireceğimiz bir bedene ihtiyacımız var ve bu türün zayıflığında çelimsiz bir biyolojik bedende yaşamak zorunda olmadığımız anlamına geliyor.”

Bu sayede tıpkı bir bilgisayar oyununda gelişkin yetkinlikleri olan bir karakter seçer gibi sanal bedenlerimiz olacak.

9. “Hızlandırılmış Kazanımlar Yasası” geleceği yönetecek

Moore yasası, transistörlerin değerinin düşmesiyle sayılarının her 18 ayda bir ikiye katlanacağını ve bu oluşum en az 10 yıl devam edeceğine dayanmaktadır. Moore daha sonra bu süreyi 24 ay olarak düzelmiştir.

Üstel büyüme üzerine tanımlanan bu kavram günümüze kadar halihazırda kabul edilmektedir. Kurzweil ise tıpkı Moore’un şimdiye kadar literatürde baz alınması gibi, “Hızlandırılmış Kazanımlar Yasası” teorisinin geleceği yöneteceği görüşte. Her yeni teknoloji, artan işlemci kapasitesi üstel bir kazanım yaratacaktır.

Bu ayrıca insanın evriminden, bakteriyel yaşama kadar bir çok süreci kapsayan yepyeni bir dönemin karşılığı olacaktır.

Singularity(Tekillik) ile bir üst safhada insan ve makinelerin bir olacağı bambaşka bir evrim anlamını taşıyan bu teorinin gerçekleşmesi, bilgi işleme hız ve kapasitesinin teknolojinin üstel olarak hızlanmasıyla mümkün.

Eğer teknoloji endüstrisi ısınma ve enerji problemlerini çözemezse Kurzweil için bu şimdiye kadar bildiği %86 lık öngörülerinin dışında kalan bir gelecek tahmini olacak.

kaynak:http://www.sozcu.com.tr/

FACEBOOK KULLANIM RAPORU MART – 2014

Markaların Facebook sayfalarında yaptıkları paylaşımlarda organik olarak kullanıcılara ulaşmasının yüzde 2′ye kadar düştüğünü paylaşmıştık. Kullanıcıyla daha fazla etkileşim yakalayan içerik sunarak bu oranları artırmanın mümkün olduğuna dair bir raporu Quintly yayınladı.

Ocak ayı içerisinde 72,194 Facebook sayfasında yapılan araştırmada yaklaşık 49 milyon içerik incelemesi analiz edilerek hazırlanan raporu yazının sonunda slayt halinde bulabilirsiniz.

Fotoğraf, link, video, kapak fotoğrafı, teklif dahil olmak üzere içeriklerin tercih edilme oranları, aldıkları etkileşimin yer aldığı raporda görsel içerik hem paylaşımda hem de etkileşimde dikkatleri üzerine çekiyor.

Facebook’ta Paylaşılan İçerik Türleri

Küresel ölçekte görsel odakta içeriğe ilginin artması Facebook’tan yapılan paylaşımlarda da etkisini hissettirmiş. Facebook’ta yapılan paylaşımların yüzde 54′ü fotoğraf olurken yüzde 30′u link, yüzde 11′i yazılı paylaşım olmuş. Linklerde paylaşımların çoğu zaman görsel odağında olduğunu düşündğümüzde rahatlıkla diyebileceğimiz bir nokta geliyor; Rakibinizden daha iyi fotoğrafa ihtiyacınız var.

icerik-paylasim-turleri

Facebook’ta Paylaşılan İçerik Türlerine Göre Aldıkları Etkileşim

Halihazırda sayfayı beğenmiş kullanıcıya ulaşmanın zorluğuyla birlikte Facebook markaları sponsorlu içeriğe bütçe ayırmaya doğru yönlendiriyor. Bundan kaçınmak isteyen markaların çaresi video içerik paylaşımında görünüyor. Maliyeti en yüksek içerik türü olan video tek bir paylaşımda ortalama 2183 etkileşim yakalamış. Kaç kişiye ulaşıldığı paylaşılmamasına karşılık, etkileşimin ulaşmada çarpan etkisi olduğunu göz önünde bulundurmak gerekiyor.

Video ve fotoğraf etkileşimde ilk ikiyi oluştururken dikkat çeken nokta paylaşımların yüzde 30′u olan linklerin aldığı etkileşim oranın azlığı oluyor. Bu konuda linklerin kaç kişiye ulaştığını bilmediğimiz için Facebook’un kullanıcıyı kendi havuzundan dışarı çıkarmamak istememesi yada link paylaşımların kalitesiz içerik olduğu yorumlarını yapmak mümkün değil.
icerik-etkilesim

 

 

 

 

Yeni Facebook Mesaj Sisteminin Detayları

Facebook mesaj sistemine dair merakla beklediğimiz yenilikler nihayet ülkemizde de devreye girmeye başladı. Dün öğlen saatlerinde ben de bazı kullanıcılarla beraber benim hesabımda yeni sisteme geçiş yaptı.

Öncelikle yeni mesaj sistemine geçmek içinFacebook.com/about/messages adresinden istekte bulunulması gerektiğini hatırlatalım. Eğer henüz istekte bulunmadıysanız muhtemelen sistemin herkese açılmış olmasını bekleyeceksiniz. Yeni sistem aktif olduğunda ise profilinizde ilgili bildirimi göreceksiniz.

Yeni Mesajlara Giriş:

Yeni mesaj sistemi ile gelişen özelliklerin yanında Facebook.com eposta adresini aktif etme şansına da sahip oluyorsunuz ve mesajlar bölümüne geldiğinizde Facebook’un 3 bildirimi ile karşılaşıyorsunuz. İlk bildirim kullanıcı adınız ile size verilen Facebook.com adresli eposta bilginizi gösteriyor. İsterseniz kullanıcı adınıza göre verilen epostayı aktifleştirebiliyorsunuz. Eğer bir kullanıcı adınız yoksa Facebook sizi kullanıcı adınızı almaya yönlendiriyor.

Yeni Mesajlarİkinci bildirimde mesajlarınızı isterseniz aynı anda kısa mesaj olarak da gönderebilmeniz için SMS aktivasyonu var. Burada cep telefon numaramızı aktifleştirmemiz isteniyor ancak Türkiye listedeki ülkeler arasında bulunmuyor.

Üçüncü bildirim sizi Facebook Sohbet için çevrimiçi olmaya davet ediyor.

Sadeleşen Üst Bölüm:

Eski sistem ile karşılaştırdığımızda Facebook’un üst bölümü sadeleştirdiğini görüyoruz. Üst kısımda sadece yeni mesaj yazma ve mesaj arama bölümleri yer alıyor. Mesaj sayfasının ana görünümüne bakıldığında ise konu satırının kaldırılmasıyla mesaj metnin sola yaklaştırıldığını ve kişi adının altına alındığı göze çarpıyor.

Facebook Yeni Mesajlar Üst
Eğer Facebook üyesi olmayan birinden eposta alırsanız profil fotoğrafı yerine bir zarf resmi görüyorsunuz. Mesaj satırının sonunda yer alan iki işaretten biri ile mesajı arşivleyebiliyor, diğeri ile ise mesajı silebiliyorsunuz.

Ayrıca yeni sistem 2 ana bölüme ayrılıyor. İlk bölüm kişilerle mesajlaşmalara ayrılırken “diğer” adlı ikinci bölüm Facebook sayfalarından gelen güncellemeler ve grup mesajlarını gösteriyor. İstenirse kişi mesajları da diğer bölümüne gönderilebiliyor.

Gelişmiş Mesaj Arama:

Mesaj AramaMesaj arama bölümü de yeniliklerden nasibini almış ve aramalar 4 kategoriye ayrılmış; okunmamış mesajlar, arşivlenmiş mesajlar, gönderilen mesajlar ve sadece epostalar. Bu 4 kategori içinde ister kişi isterseniz kelime araması yapabiliyorsunuz. Bir kişi adı yazdığınızda ilgili kişi ve mesajlar hemen öneriliyor.

Herhangi bir kategorideki tüm mesajları görmek isterseniz herhangi bir arama yapmadan enter tuşuna basmak yeterli. Örneğin; mesaj arama kutusuna “is:archived” yazarak tüm arşivlenmiş mesajlarınızı görebiliyorsunuz.

Mesajlara Dair Yeni Özellikler:

Yeni sistemde mesajlar bir kişi ile yaptığınız tüm haberleşmeyi(mesaj, sohbet, eposta, sms) kapsadığı için biraz farklı geliyor. Geriye doğru giderek bir anda bir kaç yıl önceki mesajlarla karşılaşabiliyorsunuz.

Mesaj sayfasındaki “actions” bölümü bir mesaja dair yapabileceklerinizi gösteriyor. Artık mesajları arşivlemek, bir başkasına iletmek, grup mesajlaşmalarına yeni bir kişi eklemek ya da grup mesajlarından çıkmak  mümkün. Spam mesajları işaretlemek, kullanıcıyı şikayet etmek veya engellemek de bu bölümde bulunuyor. Mesajlarınızı isterseniz diğer kategorisine gönderebiliyorsunuz. Burada dikkat edilmesi gereken silinecek bir mesajın o kişiyle tüm konuşma geçmişinizi silecek olması.

Facebook Mesaj Yaz

Mesajları kısa mesaj olarak göndermek de yeni özelliklerden. Ayrıca mesajınıza fotoğraf ve videonun yanında dosya eklemeniz de mümkün kılınmış. Bu şekilde tamamladığınız mesajlarınızı ister bir Facebook arkadaşınıza isterseniz herhangi bir eposta adresine gönderebiliyorsunuz ve saniyeler içinde ulaşıyor. Yeni mesaj sistemi hakkında aklınıza takınlanlara yardım bölümünden Türkçe olarak erişebilirsiniz.

Gözlemlerim:

Yeni mesaj sistemi Facebook’un online iletişimin temeli olması yönünde atmış olduğu önemli bir adım. Facebook herhangi bir özelliği mümkün olduğunca basit olarak sunma konusunda da oldukça gayet yetenekli. Ancak hali hazırda 600 milyon kullanıcıya sahip sosyal ağın eposta ile birlikte daha karmaşık bir mesaj sistemine geçmiş olması diğer uygulamaları devreye almak kadar basit bir iş değil. Özellikle kişisel gizlilik eposta sistemi ile daha önemli bir hal alıyor.

Tüm epostalar içinde spam oranının %90′a yakın olduğunu düşünürsek, Facebook’un ciddi bir spame maruz kalacağına şüphe yok. Gizlilik ayarlarından bize kimin mesaj/eposta gönderebileceğini ayarlama ve profilimizde eposta adreslerimizi gizleme şansına sahibiz ancak bu ayarlamayı kullanıcıların hangi oranda yapacağını kestirmek çok da zor değil.

Dolayısıyla tarayıcı çerezleri üzerinden kullanıcı adına erişilen milyonlarca kişiye otomatik spam gönderimleri yapılacağına kesin gözüyle bakabiliriz. Kullanıcılar bu ayarlamayı yapsa dahi milyonlarca kullanıcı adına sahip korsanlar Facebook’u teknik anlamda zorlayacaktır.

Kısa süreli kullanımımda arama sonuçlarında yanlış kişi/mesaj eşleştirmesi olduğunu da gördüm ama bunların kısa sürede düzeleceğini tahmin ediyorum. Servisin sade ve kullanılabilir olduğunu söylemekte fayda var ama Google’ın eposta iletişimini yeniden şekillendirdiği Wave‘i iptal ettiğini ve tekrar geri dönüş yaptığını hatırlamak gerekiyor. Facebook’un bu yenilik ile online iletişim alışkanlıklarını nasıl etkileyeceğini zamanla göreceğiz.

webrazzi

 

Facabook’da sohbet (chat) özelliğini eski haline getirmek.

 Facebook’da sohbet (chat) özelliğini eski haline getirmek.

Facebook’da sohbet etmek için kullanılan özellik  kısa bir süre önce yenilendi. Fakat bu yenilikte kullanım güçlüğü yaşanmasına sebep oldu.  Yapılan bu düzenlemeyi geri almak içinde  programcılar boş durmamışlar. :))
FB Chat Sidebar Disabler adında browserların kullandığı küçük bir eklenti ile problem çözülüyor.

Browserlara göre  linkleri tıklayınız ve kurulumu gerçekleştiriniz.

Microsoft İnternet Explorer için henüz böyle bir uygulama geliştirilmemiş.

İnternet kullanıcı sayısı artmaya devam ediyor

Türkiye’de her 3 kişiden biri düzenli olarak internet kullanıyor ve hanelerde bilgisayar bulunma oranı %44.2 olarak belirlendi.

Kalkınma Bakanlığı Bilgi Toplumu Dairesi tarafından bu yıl üçüncüsü hazırlanan ”Bilgi Toplumu İstatistikleri 2011” verileri yayımlandı.

İstatistikte yer alan verilere göre, 16-74 yaş grubunda, 2004 yılında yüzde 13,3 olan internet kullanım oranı 2010 yılında yüzde 37,6’ya ulaştı. Son bir yıl içinde herhangi bir dönemdeki internet kullanım oranı ise yüzde 41,6 olarak gerçekleşti.

Her gün veya haftada en az bir defa internet kullandığını beyan edenlerin oranı anlamına gelen düzenli internet kullanım oranı 2010 yılında yüzde 33,3 oldu. Ancak, düzenli internet kullanımı için AB ortalamasının yüzde 70’ler olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’nin AB’den oldukça geride olduğu göze çarpıyor.

3G YAYGINLAŞIYOR, FİBER BAŞLANGIÇ AŞAMASINDA

İstatistiğe göre, hanelerde genişbant internet sahipliği Türkiye’de yüzde 33,8 iken, AB-15 ve AB-25 için bu oranlar sırasıyla yüzde 64 ve yüzde 63 seviyesinde bulunuyor.

2010 yılında masaüstü bilgisayar, dizüstü bilgisayar veya el bilgisayarı bulunan hanelerin oranı yüzde 44,2 olarak gerçekleşirken, internet bağlantısı olan hane oranı yüzde 34 oldu. İnternet bağlantısına sahip hanelerin yüzde 73,3’ü ADSL, yüzde 5,6’sı cep telefonu, yüzde 2,3’ü ise 3G modem üstünden internete erişiyor. Fiber erişim ise 2010 yılında ticari olarak başlamış durumda ve yaklaşık 150 bin aboneye hizmet veriyor.

FACEBOOK’U SEVDİK

Verilere göre, 2010 yılında internet kullanıcıları en çok e-posta göndermek ve sohbet odaları, haber grupları veya çevrimiçi tartışma forumlarına mesaj iletmek amacıyla interneti kullandı. Buna karşılık, internetin eğitim, alışveriş, bankacılık gibi amaçlarla kullanımı ise düşük düzeydi kaldı.

Sosyal medyanın Türkiye’de de kısa zamanda toplumun büyük kesimi tarafından kullanılmaya başladığı da dikkatlerden kaçmadı. Türkiye, kullanıcı sayısı bakımından dünya üzerinde 500 milyondan fazla kullanıcısı olan sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta tahmini 28 milyon kullanıcı hesabıyla ABD, Endonezya ve Birleşik Krallık’tan sonra 4. ülke konumunda bulunuyor.

2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye’deki ortalama bir kullanıcının Facebook üzerinde harcadığı süre, yaklaşık olarak haftada 29,7 saat. Mayıs 2011 itibariyle, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ve tamamına yakını ”gelişmekte” olan 14 ülkede en çok ziyaret edilen internet sitesi Facebook.

GİRİŞİMLERDE İNTERNET ERİŞİMİ AB ORTALAMALARININ ÜZERİNDE

2010 yılında seçilmiş sektörlerde 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin yüzde 92,3’ü bilgisayar kullanıyor ve bu girişimlerin yüzde 90,9’unun internet erişimi bulunuyor.

Girişimlerin genişbant internet erişimi sahipliği açısından Türkiye 2010 yılında AB-15 (yüzde 88) ve AB-25 (yüzde 86) ortalamalarının da üstüne ulaştı. İnternet erişimi olan girişimlerin yüzde 57,8’inin ise internet sitesi bulunuyor. İnternet sitesi sahipliği 10-49 çalışanı olan işletmelerde yüzde 53,5, 250 ve üzeri çalışanı olan işletmeler için yüzde 88,8 olarak gerçekleşti.

İnternet erişimi olan girişimlerde en çok tercih edilen sabit internet bağlantısı tipi yüzde 87,3, oranı ise DSL (ADSL…vs) oldu. Diğer taraftan, girişimlerde mobil hızlı internet bağlantısı sağlayan 3G teknolojisine de rağbet olduğu ve internet erişimine sahip girişimlerin yüzde 12,9’unun 3G modem, yüzde 11’inin ise 3G telefon üstünden genişbanta eriştiği görüldü.

e-TİCARET İŞLEM HACMİ 15 MİLYAR LİRAYI AŞTI

Bankalararası Kart Merkezi’nin verilerine göre, internet üzerinden yapılan e-ticaret işlemleri toplam tutarı son bir yıl içinde yüzde 48,2’lik artışla 2010 yılında 15 milyar 225 milyon liraya ulaştı. 2005 yılında bu rakam 1,38 milyar lira seviyesinde bulunuyordu.

İŞ DÜNYASI E-DEVLETİ DAHA ÇOK KULLANIYOR

Verilere göre, girişimlerin bireylere nazaran kamu kurumlarıyla elektronik ortamda daha yoğun iletişim içerisinde oldukları görülüyor.

2010 yılında bireylerin kamu kurumlarıyla iletişimde interneti kullanım oranı yüzde 27,2 iken 2009 yılında girişimlerin aynı amaçla interneti kullanım oranı yüzde 72,8 olarak gerçekleşti.

Hem bireyler hem de girişimler için kamu kurumlarıyla iletişimde interneti kullanım amaçları arasında ilk sırada bilgi edinme konusu yer alıyor. Yine hem bireyler hem de girişimler için e-devlet hizmetlerini kullanmama nedenleri arasında en çok belirtilen neden yüz yüze görüşmenin tercih edilmesi oldu.

Bununla birlikte, güvenlik kaygısı bireylerin e-devlet hizmetlerini kullanmaması yönünde önemli bir engel olarak görülmezken, girişimlerde bilgi güvenliği ve korunmasına ilişkin kaygıların önemli bir sorun olarak öne çıktığı görüldü. Engellilere erişim imkanı sağlayan kamu internet siteleri oranı 2009’da yüzde 2,6 iken, 2010 yılında bu oran yüzde 17,9’a ulaştı.

e-DEVLET KAPISI KULLANICI SAYISI 7 MİLYONU GEÇTİ, MİLYARLARCA LİRA TASARRUF SAĞLANDI

AB 20 temel kamu hizmeti dikkate alındığında, kamu hizmetlerinde elektronik kanallardan gerçekleşen işlemlerin oranı 2010 yılında yüzde 81,4 olarak gerçekleşti. AB tarafından yapılan ve 27 AB üyesi ülke ile Türkiye, Hırvatistan, İzlanda, Norveç ve İsviçre’nin yer aldığı e-Devlet Ölçümleme ve Kıyaslama Çalışması’nda Türkiye, 20 temel kamu hizmetinin tamamen elektronik ortama taşınmasında yüzde 89 ile AB27 ortalamasının (yüzde 82) üzerinde bir değer elde ettiği görülüyor.

2008 yılında 10 bin civarında olan e-Devlet Kapısı kullanıcı sayısı 2010 yılı sonunda 1,95 milyon, 2011 yılı Mayıs ayı başında ise 7,14 milyona ulaştı.

Devlet uygulamaları, kamu harcamalarında sağladığı tasarrufla da dikkat çekiyor. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nin (UYAP) 23 ayrı uygulamasıyla projenin başlangıcından Nisan 2011’e kadar yaklaşık 1,6 milyar lira tasarruf edildi.

Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (SOYBİS) sayesinde sadece 3 belgenin elektronik ortamda takibiyle kırtasiye ve ulaşım giderlerinden 2010 yılında 11,8 milyon lira tasarruf sağlandı. Araç Tescil ve Sürücü Belgesi İşlemleri (ASBİS) Projesi ile ikinci el araçların alım satımının noterlerde elektronik ortamda gerçekleştirilmesiyle sadece bazı formların işlemden kaldırılması sayesinde bir yılda vatandaşların ödemesi gereken 21,9 milyon lira tasarruf elde edildi.

2008-2010 döneminde uygulanan Elektronik Fatura Kayıt sistemi ve 2010 yılı Kasım ayında uygulamaya konan e-fatura uygulamasıyla 2008 yılından 2011 yılı Mayıs ayına kadar 218,5 milyon lira tasarruf sağlandı.

Öte yandan, Türkiye’de merkezi kamu kurumlarının bilişim yatırımları için 2002-2011 döneminde toplam 9,6 milyar lira ödenek ayrılırken, 2011 yılında kamu bilişim yatırımları için ayrılan ödenek tutarının 2 milyar lirayı aştığı görüldü.

BİLİŞİM SEKTÖRÜ 25 MİLYAR DOLAR BÜYÜKLÜĞE ULAŞTI

Verilere göre, 2008 yılı sonu itibarıyla 24,88 milyar dolar büyüklüğe sahip olan Türkiye bilişim sektörü, küresel kriz döneminde daralmakla birlikte, 2010 yılında yüzde 4,5’lik artışla 25,05 milyar dolar seviyesine ulaştı.

Kullanımda mobil yüzde 84, genişbant yüzde 12 seviyelerinde cep telefonlarının yaygınlığı sebebiyle 2002 yılında yüzde 27 olan sabit telefon abone yoğunluğunun 2010 yılı sonunda yüzde 22 seviyesine düştüğü görüldü.

Cep telefonu abone yoğunluğu ise 2008 yılı sonunda yüzde 92,1’e ulaşmış olsa da, numara taşınabilirliği uygulamasının devreye alınması ve her yöne tarifeler dolayısıyla 2010 yılı sonunda yüzde 83,9’a geriledi.

Diğer taraftan, mobil hizmetlere ilişkin sepetin fiyatında ise 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 21 oranında düşüş gerçekleşti. Bu durum, mobil işletmeciler arasındaki yoğun rekabetin hizmet fiyatlarına da yansıdığına işaret ediyor.

Kaynak:AA

FACEBOOK 70 MİLYAR DOLARI GÖRÜR MÜ?

Üye sayısı 600 milyonu geçen sosyal ağ Facebook’un, hisse satış bedeline bağlı toplam değerinde de yükselme durmuyor. Son olarak bir grup Facebook hissedarının ellerindeki hisseler için ikinci el piyasada istedikleri 1 milyar dolar gerçekleşirse, firmanın değeri 70 milyar dolara çıkacak. Satışın Facebook yönetiminin onayını beklediği gelen haberler arasında.

Reuters’ın haberine göre hisselerini satmak isteyenler, prim olarak hisse verilen bir grup Facebook çalışanı. Hisselere talebin düşük olmadığı bazı kaynaklarca söyleniyor, ancak bir yandan da firmanın değerinin ‘fazla şiştiği’ şeklinde görüşler de var. Örneğin risk sermayesi firması CMEA Capital’ın ortaklarından Sumeet Jain’e göre 70 milyar dolarlık bir değerleme çok da mantıklı görünmüyor.

Aynı fikirde olan yatırımcılardan Draper Fisher Jurvetson kurucusu Tim Draper, Facebook hissesi almak için hesap kitap yaptığında karşısına çıkan yüksek rakamların kendisini caydırdığını söylüyor.

Facebook, geçen yıl Goldman Sachs Group ve Rus Digital Sky Technologies firmalarından 500 milyon dolar yatırım almış, bu satıştaki hisse değeri firmanın toplam piyasa değerini 50 milyar dolara çıkarmıştı. Ondan sadece bir kaç hafta sonra General Atlantic’in hisse alımları da bu rakamı 65 milyar dolara yükseltti.

Facebook Gerçekleri / Mutlaka Okuyun

Facebook Inc, insanların arkadaşlarıyla iletişim kurmasını ve bilgi alış verişi yapmasını amaçlayan bir sosyal web sitesidir. 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi 2006 sınıfı öğrencisi Mark Zuckerberg tarafından kurulan facebook, öncelikle Harvard öğrencileri için kurulmuştu. Daha sonra Boston civarındaki okulları da içine kapsayan facebook, iki ay içerisindeki Ivy Ligi okullarının tamamını kapsadı. İlk sene içerisinde de; Amerika Birleşik Devletleri’ndeki tüm okullar facebook’da mevcuttu. Üyeler önceleri sadece söz konusu okulun e-posta adresiyle (.edu, .ac.uk, vb.) üye olabiliyordu. Daha sonrasında da ağ içine liseler ve bazı büyük şirketler de katıldı. 11 Eylül 2006 tarihinde ise facebook tüm e-mail adreslerine, bazı yaş sınırlandırmalarıyla açıldı. Kullanıcılar diledikleri ağlara; liseleri, çalışma yerleri ya da yaşadığı yerler itibarıyla katılım gösterebilmektedirler.

 

Temmuz 2007 itibarıyla, 34 milyon kullanıcısıyla dünyanın en büyük üniversite tabanlı kullanıcılarına sahip oldu.

 

Alexa istatistiklerine göre facebook 20 Ekim 2007 itibarıyla; Dünya’nın en fazla ziyaret edilen 7’inci sitesidir. Bunun yanı sıra; Kanada, Güney Afrika ve Norveç’in en fazla ziyaret edilen sitesi; İngiltere ve İsveç’in 2. en fazla ziyaret edilen sitesi, Mısır ve Panama’nın 3., ABD, Avustralya ve Türkiye’nin de 5. en fazla ziyaret edilen sitesidir.

 

Facebook ismini “paper facebooks”‘dan alır. Bu form A.B.D. üniversitelerinde okulların öğrencilerine, öğretmenlere ve çalışanlara doldurduğu onları tanıtan bir formdur.

 

Facebook’un şu anda 500 milyondan fazla aktif kullanıcısı bulunmaktadır.

 

Site kullanıcılara ücretsizdir ve gelirini banner reklamlarından ve sponsor gruplarından almaktadır (Nisan 2006’da gelirlerin haftalık 1.5 milyon dolar olduğu öne sürülmüştür). Kullanıcılar profilleri fotoğrafları, ilgi alanları, gizli ya da açık mesajları ve arkadaş grupları sergilemektedir. Profillerin gösterimi sadece arkadaşlara görünecek şekilde veya belli ağların dışındakilere açık olmayacak şekilde sınırlandırılabilir. TechCrunch’a göre; A.B.D.’deki üniversitelerdeki öğrencilerin %85’inin facebook’da bir hesabı bulunmakta ve bunların %60’ı her gün bağlanmaktadır. %85 her hafta, %93 her ay bağlananlar arasındadır. Facebook sözcüsü Chris Hughes ise kullanıcıların her gün ortalama 19 dakika facebook’da vakit geçirdiğini söylemektedir.

 

13 Mart 2009 itibarıyla facebook’un yeni arayüzü tüm hesaplarda kullanılmaya başlamıştır. Ancak bu arayüz, kullanıcılar arasında ikilik yaratmıştır. Bazı kullanıcılar bu arayüzü çok başarılı bulurken, bazı kullanıcılar protesto etmektedir. Facebook yöneticileri ise bu yeni arayüz için ısrar etmektedirler.

 

Teknik açıdan ise facebook, web otoriteleri tarafından en başarılı Web 2.0 uygulamalarından biri olarak gösterilmektedir.

 

2006 yılında, MySpace’in News Corporation’a satılmasıyla facebook’un da satılacağı söylentileri çıkmıştır. Zuckerberg ise facebook’u satmak istemediğini belirtmiş ve söylentileri yalanlamıştır.

 

İlk teklifin Viacom tarafından 975 milyon dolar olduğu öne sürülürken; Eylül 2006’da Yahoo 1 milyar dolar teklifte bulunmuştur. Ekim ayında ise; Google YouTube’u satın aldıktan sonra, facebook için 2,3 milyar dolar teklifte bulunmuştur.

 

Facebook yöneticilerinden Peter Thiel ise, Facebook’un iç değerinin 8 Milyar dolar olduğunu ve proje gelirlerinin 2015 yılı için 1 milyar dolar olduğunu söylemiştir.

 

24 Ekim 2007’de; Microsoft facebook’un %1,6’lık hissesini 240 milyon dolar ödeyerek satın almıştır. Google ve diğer şirketler de benzeri bir yöntemle facebook hisselerine yönelmektedir.

 

2008 Ağustos’unda Facebook’un aylık 100 milyon aktif kullanıcısı vardı. İnsanlar birbirini Facebook’a çağırdı ve bu sayı 7 ayda iki katına çıktı. 2009 Nisanı’nda ise bu sosyal ağın ulaştığı insan sayısı 200 milyondu. 2009 Temmuz’unda ise dört aydan kısa bir sürede Facebook kullanıcı sayısı 50 milyon daha artarak 250 milyona ulaşmıştır.

 

23 Temmuz 2009’da başlayan bir uygulamayla Facebook’a, Yahoo sitesi içerisinden ulaşma imkânı getirilmiştir.

 

Facebook’un Kasım 2009 itibariyle kullanıcı sayısı tüm dünyada 350 milyonu aşmıştır. Artış halen devam etmektedir. En çok kullanılan ülkeler sıralamasında Türkiye 3.sıradadır.

 

Mark Zuckerberg Kurucu ve CEO

Dustin Moskovitz Kurucu Yardımcısı ve Mühendislikten Sorumlu Başkan Yardımcısı

Sheryl Sandberg COOO

wen Van Natta Finanstan Sorumlu Müdür, Operasyon

Matt Kohler Başkan Yardımcısı – Strateji ve İşletme Operasyonu

Chris Hughes Kurucu Yardımcısı

Peter Thiel Yatırımcı

Chamath Palihapitiya Başkan Yardımcısı – Pazarlama ve Operasyonlar

Gideon Yu Finanstan Sorumlu Müdür

Li Ka-shing Yatırımcı

Marc Samwer Yatırımcı

Alexander Samwer Yatırımcı

 

www.facebook.com/tcbilgibankasi